İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

have sb's complete confidence

birinin tam güvenine mazhar olmak Fiil

have sb's ear

biri tarafından dikkatle dinlenmek Fiil

have sb's number

birinin yaptığı numarayı anlamak Fiil

have sb's support in an election

bir seçimde birinin desteğini elde etmek Fiil

have sb's testimony

birinin tanıklık ifadesine sahip olmak Fiil

have sb's welfare at heart

birinin iyiliği için titizlik göstermek Fiil

have a bone crow to pick with sb

biriyle paylaşılacak kozu olmak Fiil

have a bone to pick with sb

biriyle paylaşacak kozu olmak Fiil

have a claim against sb

birinden talepte bulunmak Fiil

have a claim against sb

birinden alacağı olmak Fiil

have a claim against sb

birinden talep bite bulunmak Fiil

have a common purse with sb

biriyle ortak kesesi olmak Fiil

have a crow to pluck with sb

birisiyle paylaşacak kozu olmak Fiil

have a decided superiority over sb

birine kesinlikle üstün olmak Fiil

have a disagreement with sb

biriyle alıp verememek Fiil

have a drink on sb

birinden içki içmek Fiil

have a good stand in with sb

birinin gözünde itibarlı olmak Fiil

have a great effect on sb

birinin üzerinde büyük etkisi olmak Fiil

have a great hold over sb

biri üzerinde büyük hâkimiyeti olmak Fiil

have a high opinion of sb

biri hakkında çok iyi düşünmek Fiil

have a lawsuit with sb

biriyle davası olmak Fiil

have a nut to crack with sb

biriyle paylaşılacak kozu olmak Fiil

have a painful experience (with sb

(bir şeyden) ağızı yanmak Fiil

have a pleasant memory for sb

zihninde güzel anısını saklamak Fiil

have a poor idea of sb's abilities

birinin yetenekleri konusunda doğru dürüst fikri olmamak Fiil

have a poor opinion of sb

biri hakkında pek iyi izlenimi olmamak Fiil

have a prejudice against sb

birine karşı önyargılı olmak Fiil

have a pull over sb

birini avucunda tutmak Fiil

have a quiet dig at sb

birine kinayede bulunmak Fiil

have a rumpus with sb

biriyle kavgalı olmak Fiil

have a slight dig at sb

birine taş atmak Fiil

have a sly hit at sb

birine taş atmak Fiil

have a soft spot for sb

birine karşı zaafı olmak Fiil

have a soft spot for sb

zaaf göstermek Fiil

have a strong hold upon sb

birinin üzerinde büyük yetkisi olmak Fiil

have a strong objection to sb

birine karşı kesin itirazı olmak Fiil

have a strong pull with sb

birinin üzerinde büyük etkisi olmak Fiil

have a tilt with sb

biriyle kesin sonuç alıncaya kadar mücadele etmek Fiil

have a trial of strength with sb

biriyle kuvvet denemesinde bulunmak Fiil

have a trial on strength with sb

biriyle kuvvet denemesinde bulunmak Fiil

have a way with sb

birini ikna edici yeteneği olmak Fiil

have a word with sb

biriyle iki laf etmek Fiil

have access to sb

birinin huzuruna çıkabilmek Fiil

have admittance to sb

birinin huzuruna çıkabilmek Fiil

have an account to a with sb

biriyle görülecek bir hesabı olmak Fiil

have an account to a with sb

hesaplaşmak Fiil

have an affection for sb

birine karşı sevgi duymak Fiil

have an attachment for sb

birine manen bağlanmak Fiil

have an inclination towards sb

birine karşı yakınlık duymak Fiil

have an interview with sb

biriyle mülakat yapmak Fiil

have authority over sb

birinin üzerinde yetkisi olmak Fiil

have authority over sb

birinin üzerinde otoritesi olmak Fiil

have been of a material service to sb

birine önemli bir yardımda bulunmuş olmak Fiil

have business with sb

biriyle halledilecek işi olmak Fiil

have carnal intercourse with sb

biriyle cinsel ilişkide bulunmak Fiil

have considerable lead over sb

birinin püf noktasını bilmek Fiil

have dealings with sb

biriyle iş ilişkilerinde olmak Fiil

have designs on sb's money

birinin parasında gözü olmak Fiil

have enough of sb

birinden bıkmak Fiil

have every confidence in sb

birine her bakımdan güvenmek Fiil

have faith in sb

birine güvenmek Fiil

have fear for sb's future

birinin geleceğinden korkmak Fiil

have got on top of sb

birinin üstüne çıkmak Fiil

have great credit with sb

birinin gözünde büyük itibarı olmak Fiil

have high opinion of sb

biri hakkında iyi düşünmek Fiil

have in store for sb

biri için bir şey bulundurmak Fiil

have influence with sb

biri üzerinde nüfuzu olmak Fiil

have interest with sb

birinde kredisi olmak Fiil

have it out with sb

biriyle bir anlaşmazlığı halletmek Fiil

have lost sight of sb

birini gözden kaybetmek Fiil

have low (poor) of sb

biri hakkında olumsuz fikri olmak Fiil

have money lodged with sb

birinde parası olmak Fiil

have news from sb

birinden haber almak Fiil

have no claim whatsoever on sb

hiçbir talepte bulunmamak Fiil

have no claim whatsoever on sb

birinden hiçbir talep bite bulunmamak Fiil

have no occasion for sb's help

birinin yardımına ihtiyacı olmamak Fiil

have no patience with sb

birine tahammül edememek Fiil

have no powers over sb

biri üzerinde yetkisi olmamak Fiil

have no quarrel against sb

biriyle alıp veremediği bulunmamak Fiil

have no retort (to sb's statement

bir şeyin altında kalmak Fiil

have no truck with sb

biriyle paylaşacak kozu olmamak Fiil

have nothing in common with sb

biriyle ortak yanı bulunmamak Fiil

have nothing on sb

birine oranla üstünlüğü olmamak Fiil

have nothing to do with sb

biriyle hiçbir ilişkisi olmamak Fiil

have one's knife into sb

birine kancayı takmak Fiil

have one's redress against sb

birinden tazminat almak Fiil

have priority over sb

birine oranla önceliği olmak Fiil

have recourse against sb

birinden tazminat talep etmek Fiil

have recourse against sb

birine dava açmak Fiil

have relations with sb

biriyle ilişkide olmak Fiil

have relations with sb

biriyle ilişkisi olmak Fiil

have sexual intercourse with sb

biriyle cinsel ilişkide bulunmak Fiil

have someone get rid of sb

savdırmak Fiil

have someone kill or harm sb

kıydırmak Fiil

have someone kill sb

temizletmek Fiil

have someone kiss sb

öptürmek Fiil

have someone slander sb

karalatmak Fiil

have someone veil sb

örttürmek Fiil

have speech with sb

biriyle müzakere etmek Fiil

have speech with sb

birine akıl danışmak Fiil

have strong objection to sb

birine karşı kesin itirazı olmak Fiil

have success with sb

birine karşı başarı elde etmek Fiil

have success with sb

birinde başarı elde etmek Fiil

have the care of sb

birinin sorumluluğunu taşımak Fiil

have the care of sb

birinin bakımını üstlenmiş olmak Fiil

have the gallows in sb's face

korkunç görünmek Fiil

have the goods on sb

(US) malları birinin hesabına geçirmek Fiil

have the heels of sb

birini geçmek Fiil

have the heels of sb

geride bırakmak Fiil

have the law on sb

birine dava ikame etmek Fiil

have the wind of sb

kokusunu almak Fiil

have the wind of sb

birine üstünlük elde etmek Fiil

have to reckon with sb

biriyle hesaplaşmak Fiil

have words with sb

biriyle ihtilafı olmak Fiil

have sb

İngilizce-Türkçe

Terimler/Kalıplar

Ingilizce-Türkçe Çeviri

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler